2017/05/03

Bahar Muhabbetleri

Bu ara tadı tuzu yok insanların. Yalnızca bloglarda değil, Twitter'da da bariz bir durgunluk var. En aktif kullanıcılar bile adeta kabuğuna çekilmiş, tek tük tweet atıyor. Bunu ilk kez gözlemliyorum. Kendi durumum da farklı olmadığına göre sebebin ne olduğu aşikâr.

Bahar başlayıp da erikler nohut büyüklüğüne ulaştı mı etrafında mutlaka çocuklar olur, öyle değil mi? Evde kiloyla erik olsa da o minnak eriklerin tadı başka oluyor demek ki.
Bu çocukları yürüyüş esnasında, yolun üst kısmından gördüm. Çocukluk hatırası, bir fotoğraflarını alayım derken korkup kaçışmaya, saklanmaya başlamasınlar mı?
''Korkmayın çocuklar,'' diye bağırdım mecburen. Rahatlayıp ortaya çıkmaya başladılar. Bir tanesi ''Abla neden resmimizi çektin, polise mi vereceksin?'' demez mi?

Ne kadar şaşırdım anlatamam. Birkaç cümleyle o ağacın sahipsiz olduğunu, göz hakkı diye bir şey olduğunu, başka bir yerde sahibinden izin almadan bunu yapmamalarını falan söyledim. O an tam da içimden geçtiği şekilde ''Memlekette yeterince azılı hırsız var. Çalıp çırpmadık şey bırakmadılar. Sizin yaptığınız ne ki bu kadar korktunuz!'' diye bağıracak halim yoktu tabii yolun orta yerinde...

Çeşit çeşit çiçek açıyor. Ömrü bitenler ve yeni açmaya başlayanlarla döngü devam ediyor.
Bahar çiçeklerinden kartopu yapmışlar, bakar mısınız?

Bu yıl gelincikler çok geç kaldılar. Bunlar geçen yıldan kalma fotolar. Tigris'e gelincik şerbeti yapma sözüm vardı.
Kaç kez gelincik toplamaya çıktım, bulamadım. Artık vazgeçtim.😠

Nişan-düğün sezonu da açılmış durumda. Haydi hayırlısı...
Arabadaki cümleyi çok beğendim. Gelinin adına mutlu oldum çünkü.
Umarım damat bey bu sözünü ömür boyu hatırlar ve eşine gereken değeri verir.