2024/04/26

Kuğulu Park'taki O Ağaç - 2

Ankara'da eskiden olduğu gibi Kızılay'da gezmek ya da alışveriş etmek pek mümkün değil artık. Buna bizzat şahit oldum. Bir kere son derece kalabalıktı ve insan manzaraları çok değişikti. 

Görüntü olarak en bariz özellik statü düşüklüğü, Arap kökenli insanların çoğunluğu. Görmek istediğime pişman oldum doğrusu. Atatürk Caddesi üzerinden karşı hatta geçtik hemen. 

Neyse ki Tunalı Hilmi Caddesi eskisi gibiydi. Orada biraz alışveriş ettikten sonra Kuğulu Park'ın girişi dikkatimi çekti.  Tunalı Hilmi Bey'in heykeli vardı ön kısımda. İçeriyi de görme isteğiyle doldum o yüzden. Epey ileriden bakıldığında dahi Gökçek zamanının bakımsız parkından eser yoktu. Onca yıl sonra banklarda artık biraz oturup dinlenmek ve kuğuları seyretmek iyi gelecekti. 

İyi ki de öyle düşünmüşüm. Kuğulu Park'ta şahit olduğum hayatımın en ilginç anılarından birini aktarmak istiyorum şimdi buraya.

2024/04/25

Bohem Çantalarla Özgürlük

Paris'in bohem bölgelerindeki başlangıcından yüksek moda podyumlarını süsleyene kadar, bohem (boho) çanta zamana meydan okudu. 

Bir boho klasiği olarak 1970'lerde ortaya çıkan ve adına heybe denen çapraz tarz kısa sürede bohem stille eş anlamlı hale geldi. 
Heybe, genelde karmaşık dikişler, kilim desenleri ya da süslemelerle bezenmiş kendine özgü şekliyle boho şıklığının mükemmel biçimde yansımasıydı. Elleri serbest bırakan işleviyle zamanının rahat yolculuk tutkusundan ilham alan modasını kusursuz bir şekilde tamamladı. 

Bir zamanlar belirli kültürel kesimlerle sınırlı olan boho çanta, sınırları aştı ve küresel bir fenomen haline geldi. Dünyanın farklı köşelerinden insanlar, benzersiz kumaşlar, desenler ve işçiliklerle kendi kültürel miraslarını boho çanta tasarımlarına aktardılar. Böylece boho çanta Fas deri puflarından Hint işlemeli askılı çantalara kadar küresel yaratıcılığın zenginliğini kutlayan çok kültürlü bir mozaiğe dönüştü. 

Gerek 1960'ların hippilerinin omuzlarından sallanan gerek modern trend belirleyicilerin kollarını süsleyen boho çanta, sanatsal özgürlük, kültürel takdir ve bohem tarza ait büyünün sembolü olmaya devam ediyor.

2024/04/22

Tekirdağlı Kunduracıdan Dr. Barnard'a Jest

İnsandan insana ilk kalp naklini gerçekleştiren Güney Afrikalı bu karizmatik cerrahı tanımayan, ismini bilmeyen?

Dr. Christiaan Barnard 3 Aralık 1967'de dünya tarihindeki ilk kalp naklini gerçekleştirdikten sonra tanınmış bir kalp cerrahı olmuş, tıp tarihinde öne çıkmıştı. İsmi halen dünya çapında şöhret statüsüne ulaşmış tek Güney Afrikalı bilim adamı olarak geçiyor. 

Bu tarihi ameliyatla bir kişinin kalbinin bir başkasının göğsünde atabileceği fikrinin kamuoyunda yarattığı hayranlık hayal güçlerine de yansımaya başlamış, hatta 20. yüzyıl tarihçileri tarafından sosyal ve bilimsel açıdan 1969'daki aya ilk inişle eşit önemde olduğu söylenmişti. 

Barnard'ın ünlü statüsü, karizmasının, medya yeteneğinin ve çocuksu yakışıklılığının benzersiz karışımıyla daha da arttı. Sonraki yıllarda da yüksek profilli özel hayatıyla, kraliyet ailesi ve dünya liderleriyle halka açık ilişkilerinin yanı sıra modeller, film yıldızları flörtleri girdi devreye. 

Hayatının geri kalanı boyunca ikonik bir halk figürü olarak kaldı, ancak aynı zamanda dünya çapında doğuştan kalp hastalığı olan çocuklara yönelik birçok başarılı ameliyat da dahil olmak üzere kalp cerrahı olarak öncü çalışmalar yapmaya devam etti.

Bir trafik kazasında beyni hasar gördüğünden ölmek üzere olan 24 yaşındaki Denise'in sağlıklı kalbi Dr. Barnard tarafından 1967 yılının 2 Aralık'ını 3 Aralık'a bağlayan gece 53 yaşındaki bakkal Louis Washkansky'e nakledildi ve tam 18 gün boyunca onun göğsünde attı. Ancak Washkansky, yeni kalbinin reddedilmesini baskılayan ilaçların neden olduğu zatürreden öldü. 

Barnard 2 Ocak 1968'de ikinci kalp naklini gerçekleştirdi. Alıcı, 58 yaşındaki emekli diş hekimi Philip Blaiberg, donör ise 24 yaşındaki felç kurbanı siyahi Clive Haupt idi. Güney Afrika'da siyahi bir adamın kalbinin beyaz bir adama nakledilmesi ırksal tartışmalara yol açsa da Blaiberg'i 18 ay boyunca hayatta tuttu. Barnard'ın altıncı nakil hastası Dirk Van Zyl 23 yıl hayatta kaldı. Aralık 1967 - Kasım 1974 arası Groote Schuur Hastanesi'nde 10 kalp naklinin yanı sıra kalp ve akciğer nakli gerçekleştirildi.

2024/04/17

ODTÜ'yü Özleyenlere...

Ankara'ya gidip de ODTÜ'ye uğramadan olur mu? Fazla vaktimiz olmadığından kampüste 1 saat kadar kaldık; ama ilaç gibi geldi. Çektiğim fotoğrafları buraya hatıra olarak sabitleyeyim o zaman. Ağacın güzelliğine güzellik katan marteniçkalara bakar mısınız? 

Bahar çiçekleriyle bezeli ağaçların kokusu baş döndürücüydü.

2024/04/13

Çankaya Belediye Başkanı İle Semt Pazarında

Bugün Ümitköy Semt Pazarı'nda alışveriş yaparken Çankaya'nın yeni Belediye Başkanı Av. Hüseyin Can Güner ile karşılaşmak büyük sürpriz oldu benim için. 😇 Seçim sona ermesine rağmen bazıları gibi ''köprüyü geçene kadar'' tavrı geliştirmemişti. Halktan kopmamış oluşu, alışveriş eden vatandaşlarla güler yüzüyle sohbet ederek, hal hatır sorarak kaynaşması, esnafın sorunlarını not aldırması sevgi ve sevinçle karşılanıyordu.

2024/04/06

Dikmen Vadisi'nde Sakura Aramak

Dokuz günlük bayram tatili nedeniyle Ankara'dayız efendim. Hava mis gibi güneşli ve son derece ılıman. Bitki gelişimlerinin nisan ayında neredeyse Marmara Bölgesi'ndekilerle aynı olması müthiş şaşırttı beni. Mesela morsalkımlar açmaya başlamış, mesela erik ağaçlarındaki çiçeklenmeler tamamlanmış. Olacak şey değil. Bunun nedeni olarak Ankara'da artık eski soğukların olmayışı, bu yıl sadece iki kez kar yağmış olması ve çabucak erimesi gösteriliyor. İklimler eşitlenmeye başladıysa bitkiler de eşitlenecek doğal olarak.

Bugün aklıma hemen Dikmen Vadisi ve oradaki sakura ağaçları geldi. Açmış hallerini görmeyi çok istiyordum. Soluğu orada aldık tabii. Yukarıdan baktığımızda ağaçlar arasında yer yer pembelikler görünüyordu. ''Tahmin ettiğim gibi sakuralar açmış,'' diye düşünüp sevinçle aşağıya inmeye başladım.

2024/04/02

Eğil Salkım Söğüt Eğil 😢

''Bir şafaktan bir şafağa / Bir akşamdan bir akşama
'Merhaba' demeden daha / Bu gitmeler gitmek değil
Eğil salkım söğüt eğil / Bu benimki sevda değil
Eğil yağmur, rüzgâr eğil / Bu benimki sevda değil''

Sözleri Ahmet Çuhacı, bestesi Zülfü Livaneli'ye ait olan Sevda Değil (Eğil Salkım Söğüt Eğil) adlı bu parça hayatımda çok özel bir yere sahiptir. Her dinleyişimde sevgili hocam gelir gözlerimin önüne. Gururlanırım. Hem de çok...

Şair ve yazar Ahmet Çuhacı benim lise felsefe hocamdır. 

''Sanatın çırağı'' olmaya çalıştığını söyleyecek kadar mütevazı biridir. ''Karalamalar'' diye bahsettiği "Şiir, duvarları olmayan bir hapishanedir." , ''Anne, İstanbul'um ben, dışım büyüdükçe içim daralıyor.'' , "Adam, tütün kâğıdına yazdı özgeçmişini, kâğıdın yarısı boş kaldı," benzeri genelde tek cümleden oluşan düşündürücü şiirlerini Fon/dip Notları adlı kitabında toplamıştır. Kendisinden ve şiirlerinin sözlerine beste yapan Şehabettin Genç hocamdan blog yazmaya başladığım ilk yıllarda şurada bahsetmiştim. Ahmet Hocam; Edip Akbayram, Zülfü Livaneli, Hasret Gültekin, Coşkun Demir, Banu Kırbağ gibi sanatçıların albümlerine unutulmaz katkılarda bulunmuştur (Bkz.).

Sevda Değil (Eğil Salkım Söğüt Eğil)

Söz: Ahmet Çuhacı
Müzik: Zülfü Livaneli

2024/03/31

Memleketime Bahar Gelmiş!

Halk Bahçesi - Zübeyde Hanım kesiti - Yalnızca bir ay öncesi ve sonrası

Eşlikçiler olarak; güzelim erguvanlar sarı çiçekleriyle ışıldayan defne ağaçları ve katmer katmer ulmus hollandicalar ile birlikte. Elbette ki bembeyaz papatyalar ve zarif mi zarif viburnum tinus çiçeklerinin katılımıyla...